23 Kasım 2015 Pazartesi
DON KİŞOT
Posted by Ekrem YILDIRIM On 09:09
19 Kasım 2015 Perşembe
Futbolun Katili Türk Hakemleri
Posted by Ekrem YILDIRIM On 09:33
Bir teknolojiyi/etkinliği icat etmeyip, ithal etmek zorunda kalan medeniyetler, kavramları da ithal etmek zorunda kalır. Futbolu da biz icat etmediğimizden, buradaki teknik terimlerin akıbeti de böyle olmuştur. Kimi zaman terimleri olduğu gibi tutarız,
18 Kasım 2015 Çarşamba
BEŞİKTAŞ YAZI
Posted by Ekrem YILDIRIM On 07:56
BeşiktAŞK
Posted by Ekrem YILDIRIM On 07:46
What Good Am I ?
Posted by Ekrem YILDIRIM On 07:31
What good am I some like all the rest
If I just turn away when I see how you're dressed
If I shut myself off so I can't hear you cry
What good am I ?
17 Kasım 2015 Salı
Finansal Fair Play Kriteri ve Sportif Başarı Dengesi
Posted by Ekrem YILDIRIM On 05:59
Futbol, günümüzde sadece bir oyun olmaktan öte farklı bir boyuta geçerek kendi ekonomik değerlerini oluşturmaktadır. Bu değerler endüstriyel niteliklere hızla adapte olarak futbol endüstrisini meydana getirmiştir. Böylece futbol endüstrisi, futbol oyununu üretim faktörleri aracılığıyla nihai mal ve hizmete dönüştürerek küresel bazda pazarlamaktadır.
16 Kasım 2015 Pazartesi
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Tüzüğü
Posted by Ekrem YILDIRIM On 08:31
Kargalar Sürüyle Kartallar Yalnız Uçar
Posted by Ekrem YILDIRIM On 08:15
Keşke normal bir futbol ülkesi olsaydık, bende buradan takımımıza yapılan baskıyı, Atiba'ya ve Oğuzhan'a yapılan ikili üçlü sıkıştırmaları, iki maçtır çocuklarımızın gururla yazıyorum bunu,
Başlarda Ersun YANAL
Posted by Ekrem YILDIRIM On 07:53
Benim gözümde Türkiye'nin en gizemli adamıdır.
BARCA ve SABRİ
Posted by Ekrem YILDIRIM On 07:37
Teknik taktiğe girmeye pek gerek yok.Başka bir şeyden bahsedeceğim..Yaklaşık yirmi senedir Barca'yı tutarım İspanyada ama,2 senedir ''Kraldan çok kralcılar'' yüzünden Real sempatizanı oldum,bakın kimdir bu insanlar?
BEŞİKTAŞ-GALATASARAY MAÇI VE TARAFTAR
Posted by Ekrem YILDIRIM On 06:58
Bir takım düşünün, birebir rakibi ile kendi evinde karşılaşıyor olsun ve bu maç bir derbi maçı olsun. Bundan önceki birebir rakibini yenememiş olsun ve bu maçı kazanmaya şimdiki rakibinden daha fazla ihtiyacı olsun .Şimdide bu takımın taraftarını düşünün. Ne yapmalılar?
'MONEYBALL ve En İyi 10 Spor Filmi
Posted by Ekrem YILDIRIM On 06:41
2003 yılında Michael Lewis tarafından kaleme alınmış Oakland Athletics takımı ve onun mucize menajeri Billy Beane'nin parasızlıktan bıkıp,takımı Peter Brand adlı bir iktisatçının programına emanet edişinin öyküsü.
5 Kasım 2015 Perşembe
Beşiktaş 1 - 1 Lokomotiv Moskova Maçı
Posted by Ekrem YILDIRIM On 17:35
Sağlık Olsun
Maç başlarken Rusya'daki maçı ve Kasımpaşa maçını düşündüm. Çok
atanın az atan ile karşılaştığı mücadelede Beşiktaş'ın yediği gollerde biri
uzaktan, diğerleri organize olmayan, karambole diyeceğimiz şekilde goller yedi Beşiktaş. Rusya'daki maçta ise Ömer
Niyazi'nin yanındaki defans oyuncularının arasından topa vurması sonucu yediği
gol. Aynı maçları tekrar oynasa sanki bu golleri yemeyecekmiş hissiyatı
uyandıran goller. Maç başladıktan sonra beklediğimiz gibi etkili, ilerde basmaya
çalışan ve topu kanatlara yaymaya çalışan bir Beşiktaş var sahada. Sahadaki
onbirimiz Beşiktaş'ın birkaç maçını izlemiş bir kişinin bir çırpıda sayabileceği
bir kadro. Bence de olması gereken kadro. Bu kadronun eleştirildiğini
görüyorum. Rotasyon görüşüne katılmıyorum. Avrupa kupasının hedefimiz olmaması
gerektiği, ligdeki Bursa maçının bu maçtan daha önemli olduğu görüşü bende ters
tepki oluşturuyor. Türk insanının genelinde şu özellik vardır. Biz Türkler
başkasına zor gelen birşeyi kavrayıp sıradanlaştırarak onun üstesinden geliriz. En azından onun zorluğunu
üzerimizden atarız. Bu yurt dışında yaşayan insanlarımızda daha sık görülür. Yurt
dışına gurbetçi giden vatandaşlarımız gittikleri devletlerin vatandaşların
zorunsadığı işleri sıradanlaştırarak belli bir maddi güce ve rahatlığa
ulaşmıştır. Dahası o iş ona zor gelmemeye başlar. Avrupa maçlarını da böyle
görüyorum. Beşiktaş'ın Avrupa kupalarında elle tutulur bir başarısı yok. Aksine
oynadığı maçlarda malubiyet sayısı galibiyetlerden daha fazla. Dolayısıyla Avrupa maçlarının sıradanlaştırılması lazım. Bu halde iken
bile Avrupa maçlarının ehemmiyetinin az olduğunu düşünerek kulüp hafızasında Avrupa
takımı mantığının ve refleksinin oluşmasını engellemek veya yavaşlatmak doğru
gelmiyor.
Maça
baktığımızda hem bu maç hemde diğer maçların
genelinde Gökhan Töre'de gördüğüm bir
şey var. Gökhan öncelikle topun ayağına gelmesini bekliyor. Topu kaptırırsa
tekrar kazanmak için mücadeleye girmiyor, beklediği topu alamadığı veya ikili
mücadelede topa sahip olamazsa kendine has yüz ifadesiyle memnuniyetsizliğini
gösteriyor ve akabindeki on saniyede sanki hayatı ağır çekimde yaşıyor. Ne
tekrar pozisyon alıyor, ne takip yapıyor… Gereksiz topla oynaması, çalım attıktan
sonra, benzetildiği Robben'in meşhur ayak içi şutuna benzer şut çekmesi gerektiği
yerde, ''O'nda kendi gençliğimi görüyorum'' diyen Quresma'nın cılız veya saçma
şutları gibi bir şut çekiyor. Quresma ile Olcay arasında kalsam tereddütsüz
Olcayı seçerim. Olcay'ın sahada istekli görünmesi, koşması, mücadele etmesi
görüşümü doğrularken Olcay'ın ısrarla tek pas veya şut oynamaya çalışması ve
Umut Bulut vari hareketleri ‘’Şenol Güneş dokunuşu Olcay'a bu noktalarda etki
etmiyor mu?’’ diye düşünmeye itiyor beni. Aynı noktada Oğuzhan'ın Şenol Güneşle
beraber bir tık daha yukarı çıkması, ikili mücadelelere sadece çalım atmak için
değil top kapmak için de girmesi oyunda kendini gösteriyor. Sağ kulvarın geriden
Beck'le çalışması memnuniyet verici. Alman zihniyetiyle işini yapıyor. Diğer
tarafta İsmail'deki kıpırdanma, ilk yarıdaki ortaları ve bindirmeleri bunca sene
beklentileri karşılayamayan İsmail için acaba? mı dedirtiyor.
İlk
yarıda şu da dikkatimi çekti. Rodolfo'nun ismini neredeyse hiç duymadık.
Bu iyi mi? kötü mü? onun yorumunu da ben karar veremediğim için size
bırakıyorum. İlk yarıda en büyük eksikliklerden biri de Gomez'e hiç
top gelmemesiydi. Kendisinin 3 kere rakipten top kesmesi hariç. Zaten
golün gelmeyişinin en basit sebebide buydu. İlaveten şut cimriliğimizde işin
çıldırtan tarafı. Yine ilk yarıda yakaladığımız birkaç pozisyonu
sonuçlandıramamız da kendi sahasına yığılmış bir rakibe karşı ilk yarının
golsüz berabere bitmesine sebep oldu. İkinci yarıda Olcay çıktı Quaresma
girdi. Töre'nin ilk defa çizgiye inip ortaladığı pozisyonun devamında
Quaresma'nın göğüsü ile durdurduğu topa bekletmeden vurması golü getirdi. Golde
dikkat çeken bir nokta vardı. Topu ağlardan alan: arkadaşları ile beraber
sevinmeyen Gomez'di. ''Gol pozisyonlarına girdik mi daha acımasız olmalıyız''
diyen Gomez'e de şaşırmamak lazım. İkinci yarının geri kalanında ne mi
oldu?.Beşiktaş'ın maçı koparması için ne yapması gerekiyorsa onları
Lokomotiv yaptı ve beraberliği aldı. Ersan mı? Dakika 90, stoperin orda kafa
vurmuş, gol olmamış. Ne diyelim! Sağlık olsun...
Ekrem YILDIRIM
27 Ekim 2015 Salı
VODAFONE ARENA AÇILIŞ MAÇI
Posted by Ekrem YILDIRIM On 15:04
Dünyada konumları göz önünde
bulundurularak en önemli on stadından biri olarak anılan, Beşiktaşımızın yeni
stadı vodafone arenanın çatı telaşı var bu aralar. Kalkacak, kalkıyor, kalktı
derken stadı hangi maçla açacağımız konuşuluyor. Şu takım gelsin bu takım
gelsin derken verilen örneklerin genelde dünya devi Real Madrid ve Barcelona
olduğunu görüyorum. Ayıplamıyorum ama az biraz garipsiyorum. Kendimize ait olan
bir yeri açmak için yabancı birilerini davet etmek için uğraşıyoruz.
İnsan kendi evini açarken önce
ailesine gösterir diye düşünüyorum. aklıma stadı açarken başkalarını çağırmaya
gerek yok, bizim kendi evlatlarımız, emektarlarımız, sevdalılarımız var
diyorum. Bizi biz gibi seven.Bizi biz gibi seven ve sevgimizi tam
gösteremediğimiz, küskün, kırgın ayrıldıklarımız var. Jübilesiz ayrılanlar,
yönetici ile anlaşamayanlar, hocayla anlaşamayanlar, ailevi sebeplerden vb bir
şekilde aramızdan ayrılıp bizden olanlar. En azından öyle olduğunu
düşündüklerimiz. Hepsinin bir arada eski adıyla İnönü stadında,yeni adıyla
Vodafone Arenada o güzel günde beraber olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Düşündüklerimiz gerçekleşmeyecek
olsa da yine de bu isimlerin kimler olabileceğini şöyle bir nostalji olsun
diyerek sıralamaya kara verdim. Yaşım 24 olması sebebiyle 2000 yılından sonra
hatırlamaya başlayacağım futbolcuları ve teknik adamları sona bırakarak,
döneminde yaşamadığım ama açılışa gelip bir iki dakika da olsa yeşil sahaya
çıkabilecek durumda olan kişileri sıralamaya çalışacağım. Bunu yaparken arşiv
taraması sırasında doğacak yanlışlıkları normal karşılamanızı isteyeceğim.
Arşiv taraması yaparken oynayabilecek kişinin şuan en fazla 60 yaşında olması
gerektiğini düşündüm.40 sene öncelerde 20’li
yaşlarda a takımda oynandığını göz önüne alarak 1975-76 kadrosundan taramaya
başladım.
![]() |
. Niko Kovi |
![]() |
Süleyman Oktay(soldaki) |
![]() |
Fikret Demirer |
![]() |
Mehmet Ekşi |
![]() |
Ömer Gülen |
![]() |
Ulvi Güveneroğlu |
![]() |
Necdet Ergün |
![]() |
Kadir Akbulut |
![]() |
Rıza Çalımbay |
![]() |
Adem İbrahimoğlu |
![]() |
Zafer Öğer |
![]() |
Cevad Şekerbegoviç |
![]() |
Metin Tekin |
![]() |
Ali Gültiken |
![]() |
Feyyaz Uçar |
![]() |
Sinan Engin |
![]() |
İsmail Taviş |
![]() |
Gökhan Keskin |
Gordon Milne |
![]() |
Zeki Önatlı |
![]() |
Şenol Fidan |
![]() |
Les Ferdinand |
![]() |
Metin Akçevre |
![]() |
Şifo Mehmet |
![]() |
Alan Wash |
![]() |
Jaroslaw Bako |
![]() |
Mutlu Topçu |
![]() |
Sergen Yalçın |
![]() |
Sertan Eser |
![]() |
Alpay Özalan |
![]() |
Daniel Amokachi |
![]() |
Erkan Avseren |
![]() |
Ertuğrul Sağlam |
![]() |
Fani Madida |
![]() |
Fevzi Tuncay |
![]() |
Marijan Mırmiç |
![]() |
Mitar Mirkela |
![]() |
Oktay Derelioğlu |
![]() |
Osvaldo Nartallo |
![]() |
Rahim Zafer |
![]() |
Raimond Auman |
![]() |
Serdar Topraktepe |
![]() |
Stefan Kuntz |
![]() |
Tayfur Havutçu |
![]() |
Zlatko Yankov |
![]() |
Adrian İllie |
![]() |
Ahmed Hassan |
![]() |
Ahmet Dursun |
![]() |
Ahmet Yıldırım |
![]() |
Amaral |
![]() |
Bayram Bektaş |
![]() |
Christopher Ohen |
![]() |
Daniel Pancu |
![]() |
Dmitrov Khlestov |
![]() |
Giunti |
![]() |
Gökhan Güleç |
![]() |
İbrahim Üzülmez |
![]() |
İke Shorunmu |
![]() |
İlhan Mansız |
![]() |
John Carew |
![]() |
Kaan Dobra |
![]() |
Kleberson |
![]() |
Koray Avcı |
![]() |
Markus Münch |
![]() |
Miroslav Karhan |
![]() |
Nihat Kahveci |
![]() |
Oscar Cordoba |
![]() |
Pascal Nouma |
![]() |
Ronaldo |
![]() |
Halilagiç |
![]() |
İbrahim Toraman |
![]() |
Yasin Sülün |
![]() |
Zago |
![]() |
Baya |
![]() |
Almeida |
Atınç Nukan |
Baki Mercimek |
![]() |
Bern Schuster |
![]() |
Bobo |
![]() |
Cenk Gönen |
![]() |
Cisse |
Egemen Korkmaz |
![]() |
Ekrem Dağ |
![]() |
Escude |
![]() |
Ernst |
![]() |
Fernandes |
![]() |
Fink |
![]() |
Mc Gregor |
![]() |
Hilbert |
![]() |
Holosko |
![]() |
Guti |
![]() |
Delgado |
![]() |
Murat Şahin |
![]() |
Ricardinho |
![]() |
Rıdvan Şimşek |
![]() |
Simao |
![]() |
Sivok |
![]() |
Tabata |
![]() |
Tello |
![]() |
Zapatocny |
Yusuf Şimşek |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)